Edebiyat Vakti Blogger

Kul Ahmet'i "Dedi ki yoh yoh" şiiri, #BurcuGüneş yorumuyla...

Dünyadan koşar adım, gözlerinde dururdum Yangınlar çökerdi ormanlarına

Şimdi 5 saniyeliğine okşanıyor bakırın kalbi… Ya ev hanımı masanın tozunu alırken ya da Mehmet’in babası sokağa fırlatırken…

Kul Ahmet'i "Dedi ki yoh yoh" şiiri, #BurcuGüneş yorumuyla...

Yokluğunla yarım kalan varlığım Aşk dediğin nedir ki? Onu da vardır yaradan

göklerin egemeni çocuklar bu çocuk bir tek size ağlar

Sinan ol, Fuzuli ol. / Rumeli’de Fatih / Sina’da Selim ol. / Mezopotamya’da Murad / Horosan’da Ahmed ol.

Tan vakti ağarırken güneş doğar ufuktan Sanma ki yeniden doğmuşsun baştan İşte gelmiş bekliyor başında Yavaş yavaş veriyorsun vakit tamam

Selamıyla ummanlara akarım, Mektubunu sakladığım biri var.

Kahve koydum hayatım kadar boş fincanıma ...

Zaman ceketlerinin ceplerinde, Saklanmış bir kalem gibi.

Her aktarılan düşünce aslında ispatın paslanmaz çelik kokusunu taşıyordu...

Yazmaktan kaçtım. Aynaya bakmaktan kaçtım...

Faruk Hekimoğlu

Yazıyoooorrr yazıyoooorrrr Rapunzel’i kulesinden kurtarmaya giden yakışıklı prensin kuleye tırmanırken Rapunzel’in peruğuyla düştüğünü yazıyor...

Makale...

Marifet iltifata tabidir Müşterisiz meta zayidir

“Paylaşımlarını benden başka kim beğenecek?” Kadın duraksadı.

Ne hevâ vü ne kemân ü ne kemân-keş ancak Erdiren menziline tîri nidâ-yı “yâ Hak” (Oku, hedefine ulaştıran ne hava ne yay ne de oku atandır Ancak, oku hedefine ulaştıran “yâ Hakk” seslenişidir.)

Makale...

Uçsuz bucaksız bozkırlar ve zaman zaman çölü andıran alabildiğince uzanan geniş düzlükler. Tanrı Dağları, Türkistan, Orta Asya...

Üzücü olduğu kadar düşündürücü bir anı...

İnanmışlık değildi bizi yıkan, inanmaya muhtaç edindiklerimizdi ve kendimizi acizliğin ateşine atmamızdı bir çırpıda...

İnanç görmediğimize inanmaktır. Bunun ödülü ise inandığımızı görmektir. Kişi kendisi ile ilgili inandığı, hayal ettiği ve güvenle inanarak beklediği her şeyi mutlaka yaşayacaktır. Bir söz kişi tarafından anlamlı ve net bir şekilde, vurgu ve inanç ile söylenirse dünyayı yerinden oynatır!

Yeter ki bul beni...

Hayatı, edebiyatı, şiiri içeriden kavramak....

Üzücü olduğu kadar düşündürücü bir anı...

Yokluğunla yarım kalan varlığım Aşk dediğin nedir ki? Onu da vardır yaradan

Damıtılmış çaresizlik içinde ter döküyorum, mevsim yaz ya; ondan diyorlar... Alakası yok. Sana sarılsam geçer, biliyorum. Üşütürüm kalbinin buzhanesine değince kalbim, titrerim öksürürken aşka; ama iyi gelir sensizlikten...

Tan vakti ağarırken güneş doğar ufuktan Sanma ki yeniden doğmuşsun baştan İşte gelmiş bekliyor başında Yavaş yavaş veriyorsun vakit tamam

Sevgilisinin ölümünden sonraki ilk günü olan kızın, yaşadığı evi, ailesini ve çevresini farklı bir şekilde incelemesini ve adeta yeniden tanıma sürecini anlatan öyküsü.

Zaman ceketlerinin ceplerinde, Saklanmış bir kalem gibi.

Bu kadar kolay ve böyle içten pamuklu kumaştan yapılmazmış gelişigüzel aşklar; çaresizlik içinde eriyip giden günlerimin hiçbirine senin adını vermeyeceğim.

Makale...

Makale...

Sevdiğim; zamanla yakalamacılık oynadık yokluğunda, ikimiz de birbirimizi yakalayamadık. O durma kararı almış, ben nötralize şaplağı yemişim deforme heyecanlarımdan; durdum mu devam mı ettim, hissedemiyorum.

Evden çıkmıştı ki pencereler tuzla buz oldu.

İç çektim geceme; beni izleseydin nöbetimde bin dokuz yüz doksan dokuz kere seni serdiğimi görürdün kalbime; üşümesin diye...

Sırat’tan incedir sevda köprüsü/ Beraber geçelim tut ellerimden/ Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü/ Beraber uçalım tut ellerimden

Boğaziçi Üniversitesi bu hizmeti ile her türlü övgüyü/takdiri hak ediyor. Dilerim diğer üniversitelerimiz de bu tür çalışmalarda bulunur.

Bir Leyla saçlıya Mecnun olmuş diye Beni defterlere ve kitaplara yazmışlar

Zil tekrar çalınca irkildi.

Ela Kentine

Biçare biattan zil çalan savruk başına düşen elmaların pamuk prensesin dişlediği zehirli elma girdapları döner durur ta yüreğimin fa ciğerinden.

(Sevgili) bölüm bölüm asılmış aynalar belki sen olabilirsin diye Gelen giden herkese döne döne bakıyorlar

22.08.2018

Şairsiz Şiir

Kollarıyla bacaklarını robota benzeterek yürüyor mekanik sesler çıkarıyordu.

Adem Şiiri

Ayyaş Week

PH değerinin kalbinin bendeki değerine sahip olduğu Nörotransmiter bilfiil gidişinin felaketini öğretip yokluğundan utanan aşkın namüsait ederiyle seni seçerek ellerimin sensiz yapamam cemiyetine yem olduğu; ah sevgilim! bir de seni benden ayıran kaderin beni canımdan kovup kalbimin hep yorulduğu anları sensiz mahvederim...

Herkese geldi bana gelmedi bayram

2. Yıl Özel Sayısı Kasım 2018’de Edebiyat Vakti dergisi, Kasım 2016 tarihinde e-dergi olarak yayın hayatına başladı. Kuruluşunun ilk yılında -2018’de- ilk sayısını çıkaran dergimiz, ikinci yılında da ikinci sayısını çıkarmaya hazırlanmakta. Bu sayı PDF şeklinde yayımlanacak olup Türkiye genelinde tanıtımı yapılacaktır.

Mehmet çukura atladı.

2. Yıl Özel Sayımıza Destek Olmak ve Reklam Vermek İster misiniz? #BirlikteDahaGüçlüyüz

2. Yıl Özel Sayımıza Destek Olmak ve Reklam Vermek İster misiniz? #BirlikteDahaGüçlüyüz

2. Yıl Özel Sayısı Kasım 2018’de Edebiyat Vakti dergisi, Kasım 2016 tarihinde e-dergi olarak yayın hayatına başladı. Kasım 2018’de ikinci yılına özel bir sayı çıkarmaya hazırlanmakta. Bu sayı PDF şeklinde yayımlanacak olup Türkiye genelinde tanıtımı yapılacaktır.

İncinin vücûda gelmesi sâdefin yağmur tânesine olan aşkından...

Bir çok dalda ödül alan Elif Şafak Türk Edebiyatının modern roman türünde başarılı örneklerini bizlerle buluşturmuş önemli bir yazarımızdır. Bu yazarımızın sizi derinden etkileyen romanı hangisi diye bir sorsak? Acaba ne dersiniz? Ankette bulamadığınız romanları yorum yaparak bizlerle paylaşabilirsiniz?

Her adımda gıcırdayan tahtların sesine kulak veriyordu.

Günahtan kaçıyorsunuz, günahtan korkuyorsunuz ama günah işlemekten de kendinizi alıkoyamıyorsunuz. Günahları attınız ve kaçtınız; kurtuldunuz mu? Bence kaçmayı bırakın, alın karşınıza günahlarınızı ve konuşun; mutlaka bir uzlaşı yolu bulacaksınız.

Yer çekimine kapılan devasa gök taşı hızla yaklaşıyordu.

Bilgi Yayınevi 'ne ait SOBE Öldün adlı kitabın inceleme yazısıdır... #Kitap #Roman #Hikaye

Bilgi Yayınevi 'ne ait SOBE Öldün adlı kitabın inceleme yazısıdır... #Kitap #Roman #Hikaye

Aslancık'tan geriye ne kaldı? Çektiğim birkaç fotoğraf ve “Köpeğin Adı Badi” adlı romanımda onunla ilgili birkaç satır. Güle güle sevgili arkadaşım Aslancık. O masum, temiz bakışlarını hiç unutmayacağım.

Kitap okumak bir kültürdür. Bu kültür hazineleri içinde İskender Pala'nın romanları gerçekten çok önemli bir yer kaplar. İşte bu nadide eserler arasında sizce en güzel olanı hangisi? Yazarımızın çok fazla eseri olması sebebi ile içlerinden bazılarını seçip sizlere sunduk. Sizin beğendiğiniz roman şıklarda yok ise yorum bizlerle paylaşabilirsiniz.

Roman yazarlarımız içinde tarzıyla çok tartışılan bir romancımız olmasına rağmen kendisine özgü bir stili olan Orhan Pamuk deyince aklınıza hangi romanı gelmektedir? Şıklarda bulunmayan romanları yorum kısmına ekleyebilirsiniz.

Gülşene açılalım taze gazeller diyerek...

Bana mutluluk veren, rahatlatan bir karanlık, koyu karanlık. Çok hoşuma gitti. Eğer körlerin içinde bulunduğu karanlık da böyleyse, onlar gerçekten çok şanslı insanlarmış.

Adam gözlerini kadına dikti. “Organ mafyası, kaçakçılar.”

Çöldeki denizden sesleniyorum size!

Bir gün, gene kırlarda dolaşıyoruz. Biraz yüksekçe bir yerden ben önde o arkada iniyoruz. Ben düzlüğe çıkınca arkama dönüp baktım, o daha tümseğin yarısındaydı ve adeta çakılı kalmış gibi duruyordu.

Bir o tarafa bir bu tarafa savruldular. Aydınlatmalar söndü.

Büyücünün elindeki teleği çekip aldım, önce sol gözüne sonra sağdakine sapladım. Bağırmadı. İteleyip sedirin üzerine düşürdüm. En sonunda da boğazını bütün gücümle sıktım.

“Alejandro görüş penceresini aç. Kendini asmış olmasın.”

Yeniden, beraber ?

Bir yazar “Zaman geçer derler, fakat heyhat... zaman durur, geçen biziz. “ demiş. Bu görüşe katılıyorum. Zamanın geçtiği izlenimimiz bir yanılsamadan ibaret. Zaman var mı yok mu bilemiyorum. Çünkü içine girmek istesem giremiyorum, dışına çıkmak istesem çıkamıyorum. Öyleyse zaman, ne var ne de yok! Bazıları zamanı durdurmak istiyormuş. Zaten öyle. Aktığı ya da gittiği yok ki…

Gece Kitaplığı'na ait Düş Batımı kitabına ait kitabın inceleme yazısıdır...

Gece Kitaplığı'na ait Düş Batımı kitabına ait kitabın inceleme yazısıdır...

08.08.2018

Büyük bir ihtimalle ileride bir kaza olmuştu; polis ve cankurtaran olay mahalline ulaşmaya çalışıyorlardı. Neden sonra tehlike şeridi boşalır gibi oldu, polis aracı ve cankurtaran da gitti.

H. İhsan Sönmez kaleminden Zaman Tamircisi kitabının inceleme yazısıdır...

H. İhsan Sönmez kaleminden Zaman Tamircisi kitabının inceleme yazısıdır...

Ama en çok da kendiyle olan harbından yenik çıkmak koyuyor insana. Kendinle bile yaşayamazken, düşmanlarınla nasıl baş edebilirsin?

Ama en çok da kendiyle olan harbından yenik çıkmak koyuyor insana. Kendinle bile yaşayamazken, düşmanlarınla nasıl baş edebilirsin?

Kapı zili arka arkaya çaldı.

Havadaki sıcaklık giderek artıyordu, belli ki yangın etrafı ısıtmıştı. Alevler kıvrıla kıvrıla gökyüzüne çıkıyordu, tıpkı raks eden bir kadın yani rakkase gibi.

Önümdeki duvarın içinden ses geliyor. Biri bağırıyor. Şimdi yumruklamaya başladı duvarı. Ve duvarlar eski yerlerini alırken tavan da yükseldi.

Ceres Yayınları'na ait Erkek Atlası kitabının inceleme yazısıdır...

Ceres Yayınları'na ait Erkek Atlası kitabının inceleme yazısıdır...

Cinius Yayınları'na ait Kaniye adlı kitabın inceleme yazısıdır...

Cinius Yayınları'na ait Kaniye adlı kitabın inceleme yazısıdır...

H.İhsan Sönmez kaleminden Zaman Tamircisi kitabına ait bir seçki sizlerle...

H.İhsan Sönmez kaleminden Zaman Tamircisi kitabına ait bir seçki sizlerle...

H.İhsan Sönmez kaleminden Zaman Tamircisi kitabına ait bir seçki sizlerle...

Bedel Kitabına ait kitabından bir alıntı sizlerle...

Kendine yabancılaşma içindeki ışık kendini tanımanı sağlayacak!

Tek parça kemerli mermer kapıdan buhar yükseliyordu.

Üniversite tercihinize karar vermeden önce...

Üniversite tercihinize karar vermeden önce...